TÜRK MİTOLOJİSİNDE YEDİ SAYISININ YERİ
Türk kültüründe büyük
bir öneme sahip olan bir diğer sayı da yedi
sayısıdır. Yine mitolojide sık
sık karşımıza çıkan bu sayı daha çok dokuz
sayısıyla birlikte kullanılmıştır. Üçlerden bahsederken şamanların göğü üç âlem
olarak tasavvur ettiğini söylemiştik.
Birçok mitolojik metinde gördüğümüz üzere yer altı da yedi kattan oluşmaktadır.
Yenisey’
de bir şaman davulunun dış yüzeyine, ilk insan olan “yeryüzünün evladı” nın yedi cennet boyunca sürecek bir
yolculuğa çıkışı resmedilmiştir. Bu resme göre, “dış çemberde yedi küçük çıkıntı vardır; içteki
çemberde yedi noktada çıkıntı ve
sekizinci noktada da bir kuş bulunmaktadır. Eliade’ye göre bunlar sırasıyla,
çok güzel düzlüklerine ve gök tanrısının yedi oğluna gönderme yapmaktadır. (Millî
Folklor, 2007, Yıl 19, Say› 76)
Yeraltı;
Yedi, dokuz gibi farklı katlardan
oluşur ve bu katlarda şeytanlar, devler, korkunç yaratıklarla birlikte
yeraltının hâkimi/kağanı bulunur. Yaratılış ve oluşum efsanelerine göre, esasen
karanlık yeraltının hâkimi “Erlik” de önceleri, “Gök Dünya’nın yaratıcı ve
koruyucu diğer güçleriyle birlikte ‘yukarı âlem’ de bulunmaktadır. Fakat
kıskançlığı, bencilliği, hilekârlığı gibi nefsi, tutum ve davranışları
sebebiyle, “Gök âlem ”in yasa ve düzenine uymadığı için cezalandırılır ve yerin yedi kat altına, yani “tamu ”ya, “cehenneme” gönderilir.
Yeraltı dünyası ile ilgili en açık ve
ayrıntılı bilgiler, Maaday Kara Destanı’nda verilir. Kahraman Kögüdey-Mergen,
hayatın sırrını çözmek, anne ve babasını ölüler diyarından yeryüzüne geri
getirmek, sahip oldukları sürüleri kurtarmak için yeraltına iner. Yer altı
insan ötesi bir boyuttur; ruhların, ölülerin âlemidir ve bu âleme karanlık
güçler hâkimdir. Yer altı dünyasının kağanı “Kara-Kula”, bu dünyanın asıl
hâkimi “Erlik” in kızıyla evlidir ve “yedi
kat yer altından” gelerek, yeryüzünü ele geçirir, halka zulmeder.
“Kara-Kula’nın nefesi, dikili ağaçları kırar, dağları dondurur, yeryüzünde
sap-kök bırakmaz. Yeraltı dünyası aşağıya doğru “yedi kat” tan meydana gelmiştir ve her katta o dünyayı koruyan “yetmiş kara köpek, doksan kara boğa, kara dağ” vb. engeller vardır. En
altta ise “yeri ayakta tutan, zehir sarısı deniz” bulunur. Kögüdey-Mergen’in attığı
ok, “yedi kara kurdun koltuğundan
geçer, yedi kara dağı deler, yerin yedi tabakasından geçerek zehir
sarısı denize düşüp, onu kaynatır. (Yrd. Doç. Dr. ARSLAN, Mustafa “Destanlarda Evren Tasarımı”)
Yaratılış destanlarında yedi oğul motifine rastlarken halk hikâyelerinde çoğunlukla yedi sayısı zaman dilimi olarak
karşımıza çıkmakta yedi gün
olabilirken yedi yıl olarak da
karşımıza çıkıyor. Yine Türk mitolojisinde, dünya ağacının da yedi veya dokuz dallı
olduğu belirtilir.
“Bilgeliğin
sütunları” olarak adlandırılan yedi; “4 elementi kuşatan ve duygusal güçlere
karşılık gelen maddî dörtlemeyle (hava= zekâ, ateş= istenç, su= duygular,
toprak= ahlâk) birlikte yaratıcı ilkelerin üçlüğünü (aktif zekâ, pasif
bilinçaltı ve işbirliğinin düzenleyici gücü) içerir.
“Gezegenlerin sayısı” (Güneş, Ay, Merkür,
Mars, Venüs, Jüpiter ve Satürn – Güneş ve Ay aslında gerçek birer gezegen
değillerdir.), “ülkerin yedi yıldızı” olarak bilinen yedi, “genellikle olumlu
güçlerle iç içe düşünülür.”
(Millî Folklor, 2007, Yıl 19, Sayı 76)
BADRAÇ:
(Yedi başlı Ejderha) Eşdeğer: “PADRAÇ” Yedi tane başı vardır. Ölmesi için
yedisinin de kesilmesi gerekir. Bazı söylencelerde tek tek kesilen baş geri
yerine gelir bu durumda yedi başın da aynı anda kesilmesi
gerekir.
ŞAK KARI: (Bilge kadın) Kocakarılar: Beyaz saçlı bu kadın kış mevsiminin
simgesidir. Yedi ırmağın ötesindeki, yedi dağın gerisinde yedi tılsımın
içinde oturup “Öt Kirmenini” (Zaman Eğirmenini) döndürür. O kirmeni döndürdükçe
zaman akıp gider.
TAŞKIN: Tufan. Kötülük yüzünden kargaşa ortaya çıkar ancak sonradan yeniden
dinginleşir. Hz. Nuh (Türklerde Nama adıyla bilinir) bir gemi yapar ve bütün
canlılardan bir çift alarak taşkından korunur. Gemiye yedi değişik hayvanın
alınmıştır. Tufan olacağını "demir boynuzlu kök teke" önceden haber
vermiştir. Bu teke yedi gün dünya çevresinde dolaşmış, acı acı melemiş, yedi
gün deprem olmuş, yedi gün dağlardan ateş
fışkırmıştır. Tufan şöyle Altay söylencelerinde anlatılır. Gök teke yedi
gün yeryüzünü dolaştı ve bağırdı. Yedi gün zelzele oldu. Yedi
gün dağlar ateş püskürdü. Yedi gün yağmur yağdı. Yedi
gün fırtına oldu ve dolu yağdı. Yedi gün kar yağdı. (KARAKURT, Deniz
“Türk Söylence Sözlüğü”)
Yorumlar
Yorum Gönder