ÜÇLER VE MİTOLOJİ
Günlük hayatımızda sık
sık kullandığımız bazı sayılar vardır. Bu sayıların da temeli birçok şeyde
olduğu gibi mitlere dayanır. Sözlü kültür ürünlerinin vazgeçilmezi olan bu
sayılar hikâyelerde, destanlarda, efsanelerde, masallarda kendini belli eden ve
kırılma noktası oluşturan simgesel unsurlardır. Geçmişten günümüze bu kadar
hayatımızın içinde olarak gelen bu simgesel sayılar, bugün hala bir parçamız
niteliğinde değil mi sizce de?
Her şeyi belli sayılarla yapmaya o kadar
alışmış ve bu sayıları o kadar kutsallaştırmışız ki bunlarla alakalı deyimler,
sözler bile oluşturmuşuz. Mesela ekmeği yere düşürdüğümüzde üç kere öper
başımızın üstüne koyardık. Güzel gözüktüğümüzde ya da güzel bir haber
aldığımızda aman aman üç kere kendini kaşı derler. Allah’ın hakkı üçtür mesela,
üç günden fazla küs kalamayız.
Evet, bu saydıklarım
günlük hayatımızda sık sık kullandığımız halleri ama mitolojide nasıl
kullanılmış bu sayılar;
Bu sayılardan üç, en çok kullanılmış ve
kullanmaya devam ettiğimiz sayılar arasında. yer, gök ilah efsane… Sadece Dede Korkut
hikâyesinde 43 defa üç sayısı simgesel olarak kullanılmış gerisini siz düşünün!

Yer Üstü: Gökyüzünü,
uzayı ve algının ötesindeki üst âlemleri kapsar. Yukarı Yertinç olarak da
adlandırılır. 9 veya 19 katlı olarak düşünülür. Uçmağ (Cennet) göktedir. İyicil
(Aydınlık) Tanrılar Gökte yaşarlar. (İslam ile birlikte 7 katlı olarak
anlaşılmaya başlanmıştır.) Gökyüzü yaratıcılığı simgeler. (Üst Tilekey veya
Çağa Çiri/Yeri de denir.)
Yer: Üzerinde
yaşadığımız yeryüzüdür. Dünya’ya (bir gezegen olarak ele alındığında) Yertinç
denilir. Tek katlıdır. Denizler bu katmana dâhildir. (Orta Tilekey de denir.)
Yer Altı: Dünyanın alt
katmanlarını içerir. Aşağı Yertinç de denir. Yeraltını, çağlar öncesinden
kendiliğinden oluşan mağaralar ile algı sınırının erişemediği soyut alt alemler
buradadır. Kötücül (Karanlık) Tanrılar yeraltındadırlar. 9 katlı olarak
anlaşılır. Tamağ (Cehennem) buradadır. Yer altı ölümü ve yokluğu temsil eder.
(Alt Tilekey veya Ayna Çiri/Yeri de denir.)
Prof. Dr. GÜNAY, Umay:
"Türk Deatanları"
Ziya Gökalp:
"Şamanizm, yukarıdaki semayı önce üç kat tasavvur etmiştir. Oğuzun sağ
kolu üç oktan oluştuğu için, yukarıdaki semanın üç oktan olması tabii olarak
kabul edilmektedir. Yakutlar' da ki ateşin üç çeşitten olmasının sebebi de
kâinatın üç bölümden meydana gelmesi yüzündendir." demektedir.
Âlemler gibi Türk
mitolojisinde ilahlar da üçe ayrılır; Gök tanrı, Yer Sular ve Yağız Yer.
Bir Türk efsanesinde
terazi burcu, üç ana yıldızla iki yan yıldızdan oluşmuştur. Üç yıldız göğe
kaçan geyikleri, iki yıldız ise onları kovalayan avcı ile yayı olmuşlardır. Terazi
burcunun üç yıldızı çoğu Türk efsanelerinde, usta bir avcı tarafından amansız
bir şekilde kovalanan ve canını kurtarmak için kendilerini göğe atan "üç
geyik" gibi tasavvur edilmiştir.
Yaradılış efsanelerinde
de bu sayının geçtiğini biliyoruz; Tanrı Ülgen çok büyük
üç balık yaratmış ve dünya bu balıkların üzerine konmuş. Böylece dünya gezer
olmamış bir yerde sabit olmuş. Yine şeytanın toprak çıkartmak için üç kere suya
girip çıkması.
Türklerde ise yine üç
kurban türü vardır; Saçı:(Cansız kurban), Idık:(Azat kurbanı),Kurumsak:(Kanlı
kurban)
Bu sayıların bu kadar
önem arz etmeleri tabii ki en çok mitolojide taşıdıkları anlamlardan doğar. Mitolojik
metinlerle sık sık kullanılan bu sayılar aslında bugüne zemin hazırlamış
niteliktedir.
Yorumlar
Yorum Gönder